|
Çocukken ben,
ŞPME İlkokuluma yürüyerek gidiyordum...
Ortaokula gitmek için bindiğim minibüsün en
arkasına oturur yol boyunca arkadaki arabalara el sallardım..
Onlarda gülerek bana el sallardı.
Hatta bazen işi abartıp, bizi kaçırıyorlar imdaaatt
yazılı kâğıdı ters çevirip ışıklarda durduğumuzda arkadaki arabaya
gösterirdim.
Bir keresinde polis minibüsümüzü durdurup ehliyet
ruhsat kontrolü yaparken arkadaki arabadan bir adam inip çocukları
kaçırıyorlar galiba dediğini hiç unutmadım :-) Ne curcunaydı o gün
yaşananlar, ne kadar eğlenmiştim..
Ben eğlenerek gidiyordum okuluma.Canım istemedim mi
binmezdim okul minibüsüne onun yerine Yeşilköy-Taksim 72 numaralı
Express (sahil yolundan Aksaray’a girip oradan taksime çıkan)
belediye otobüsüne binerdim.Galatasaray Lisesinin köşesinde iner,
okuluma yürürdüm.O zaman Beyoğlu araç trafiğine açıktı.Canım
otobüsü istemezse ve harçlığım yetiyorsa, hava karanlık dahi olsa
Beyoğlu Nuri Ziya Sokaktan Taksime kadar yürür, Yeşilköy dolmuşu
için ucu bucağı gözükmeyen kuyruğa girer sıramı
beklerdim.Sonrasında hiç okulun servis minibüsünü kullanmadım.
Korkmazdım..Çünkü annem babam bana korkuyu
öğretmemişti.Dikkatli olmayı, yabancılarla konuşmamayı
öğretmişlerdi sadece,Ama hiç korkutmadan, özgürlüğümü,
çocukluğumu, gençliğimi elimden almadan.
Sokakta oynardım o zamanlarda Yakar top, İstop,
misket, voleybol…Bisiklete binerdim korkusuzca sokaklarda deli
gibi giderken,Karşıma bir araba çıkacak korkusu yoktu yüreğimde.
Yaz gelse, Büyükada’da ki arkadaşlarıma kavuşsam
diye dört gözle beklerdim :-)Rum, Musevi, Türk, Ermeni farklı
dinlerden bir sürü arkadaşımı özlerdim.Bizim oyunlarımızda din
veya dil farkı yoktu.Hamursuzda bizde yemezdik hamur.Cumartesi
günleri bizde ocak kullanmaz, onun yerine gider iskelede yemek
yerdik.Sinagog a giderdim arkadaşlarımla.
Kadir gecesi babamın peşine takılır, ben ve
arkadaşlarım en az 2 cami gezerdik.Paskalya da çörek ve yumurta
almak için kapı kapı dolaşırdık.Aya Yorgi ye çıkar mum yakardık,
Papaz efendi tamam dediğinde yerdik üzümlerimizi.
Yan komşumuz Mösyö Aristokli ve Madam Eleni,Annem
babam baş başa yemeğe çıktıklarında bize göz kulak olur,
Yatma vaktimiz geldiğinde seslenip bizi evimize soktuktan
sonra,Kendi evlerinin bahçesinde annem babam gelene kadar oturup
beklerlerdi.
Şimdi büyüdüm ve evlendim... Bir tane oğlum var 10
yaşında adı Kaan.
Bu sabah Bademli'de kırmızı ışıkta durdum,önde bir
okul servisinin içinde minicik melekler, kimi arkadan el sallıyor
kimi sağdan kimi soldan.Arkadaki arabaların hiç birinin
umurlarında değil,onlar kendi dertlerine düşmüş, yeni günde hangi
stresle veya problemle başa çıkacaklarını düşünüyorlar.
Yeşil ışık yandı hareket ettik ve o servisi
yakaladım,zevkle o küçücük meleklere el sallayıp öpücükler
yolladım
Suratlarında ki mutluluğu anlatamam size…Evet, onca arabanın
içinden 1 kalp onları fark edip el sallayarak eğlencelerine ortak
olmuşlardı.
Kaan’ı da her çocuk gibi okuluna servisle
yolluyorum.Sabah evden alıp, akşam eve bırakıyorlar.Benim oğlum,
çokta eğlenerek gitmiyor okuluna…
Canı okul servisine binmek istemediğinde, binemiyor
otobüse veya dolmuşa Sokakta doyasıya oynayamıyor Bisiklete deli
gibi binemiyor Yakar top, istop oynayamıyor Yaz gelse de
arkadaşlarıma kavuşsam diye bir heyecan yok oğlumda.
Benim YEŞİLKÖY'ÜMDE yaşadığım çocukluğu yaşayamıyor
Çocukluğumda ki mutluluğumu görmüyorum ben oğlumda Eksik bir
şeyler var tamamlayamadığım Ya da tamamladığım da içinden
çıkamadığım…
Bülent
YURTSEVER
Yeşilköy Mahalle Muhtarı
0212 573 03 82 / 0532 311 07 01
|
|