Para Zenginlerinin değil DOST ZENGİNLERİNİN SEMTİ

ANA SAYFA

Prf Dr. İsmail SEÇKİN'İN Yeşilköy ve Yeşilyurt Anıları

( İsmail Seçkin )

 

Yakın bir zaman önce varlığından haberim olduğu böyle bir sitenin tüm kurucularına ve emeği geçenlerine başta Yeşilköy Muhtarı Bülent Bey olmak üzere minnet ve teşekkürlerimi iletmek isterim.

 Ben de 1954 yılından günümüze kadar Yeşilköy (1954-1962) ve Yeşilyurt’ta (1962-… ) yaşamını geçirmiş ve halen de Yeşilyurt’a geçirmekte olan bir kişi olarak bazı anılarımı bu güzel beldemizin insanları ile paylaşmak istedim.

Çocukluğumun 1954–1962 yılları arasındaki kısmı Yeşilköy Halkalı caddesinde geçti. Yeşilköy tren istasyonundan eski plak fabrikasına kadar uzanan bu cadde ile ilgili anılarım arasında, oturduğumuz 20 nolu ahşap evin altındaki bakkal dükkânının sahibi, mahallemizdeki tüm çocukların çok sevdiği Ali bey ile onun iki ev sonrasındaki kendine ait ahşap evin altındaki kunduracı dükkânının sahibi Hüseyin usta vardır. Evimizin karşısındaki büyük bahçe, yalnız yaşayan Madam Yuvana isimli bir Rum bayana aitti (şimdiki Yataş’ın bulunduğu alan). Bu bahçedeki pek çok meyve ağaçları mahallemizin tüm çocuklarının fazlaca ilgisini çeker ve tahta çitle kaplı bu bahçeye pek çok kez izinsiz olarak girerek bu güzel meyvelerden yerdik. Bu sebeple sevgili madam Yuavana’dan sık sık tatlı sert  azar işitirdik.

 Mahallemizin diğer renkli kişilerinden ikisi de o zaman tek ilkokul olanYeşilköy İlk Okulunun (şimdiki Arif Şenel ilkokulu) sevgili öğretmenleri, benimde ilkokul öğretmenim Ayşe Bumin öğretmen ve Halkalı caddesine açılan dar bir sokakta iki katlı bir evde kedileriyle birlikte yaşayan, ablam Nuray’ın da ilkokul öğretmeni olan Kamile öğretmendi.

 Hatırlayabildiğim bir diğer renkli kişi ise mahallemizin “Deli” lakaplı boyacısı İbrahim’di.. Psikolojik rahatsızlığı da olan bu boyacımız bizim sokağımızdaki bir hanıma âşık olduğu için genellikle kunduracı sandığını ona yakın bir yere kurar ve etrafına toplanan biz çocuklara LEYLA İLE MECNUN hikâyesini elindeki fırçaları ve kendi vücut dilini kullanarak defalarca anlatırdı. Ama boyacımız bu büyük aşkını belki de sevdiği kadına hiç anlatamadan bir süre sonra bizde anılar bırakarak mahallemizden çekip gitmişti. Bizler boyacının bu hanıma aşkını bilmemize rağmen, bu hanımın boyacının aşkından haberi olup olmadığını gerçekten bilmiyorduk.

 Mahallemizde oturmayan ancak mahallemizin sevgili Ali bakkalında bulamadığımız şeyleri aldığımız, İstasyon caddesi üzerinde bakkal dükkânı olan mösyö Lambo anılarımda yer eden bir diğer kişidir. O yıllarda cereyanlar sık sık kesildiğinden bizler de, Ali bakkal’ın mumları çok çabuk tükendiğinden, mum almak üzere bakkal Lambo’nun dükkanına giderdik. Ancak bakkal Lambo “Işıklar söndü, karanlıkta kaldık, ne olursa olsun bakkal Lambo sağolsun “ tekerlemesini biz çocuklara hep bir ağızdan söyletmeden bize mumları vermezdi. Çok şakacı uslubuyla tüm çocukların sevgisini kazanmıştı. 

 Mahelle arkadaşlarımızın çoğunu Ermeni vatandaşları oluşturuyordu. Bunlar arasında , daha sonra Amerikaya yerleştiklerini duyduğum, sevgili Garo, ağabeyi Beco, onların altkatında oturan Kokor ve kardeşi Simon, Boğos (Jimlastik külübü kalecisi), rahmetli Hosep (Jimlastik klübü futbolcusu), halen köyümüzde yaşıyan kunduracı Haçik’i (Jimlastik külübü futbolcusu, Eker lakaplı), Halkalı caddesinden Şimdiki Yeşilköy lisesine inen yol üzerindeki iki katlı bahçe içindeki bir evde oturan, halen Kapalıçarşı ve Nişantaşı’nda kuyumcu dükkanları olan Mihrican’ı sayabilirim.

Türk arkadaşlarım olarak da halen İngiltere de yaşayan Ali Çacur, ağabeyi Halit, kızkardeşi Güler, Ali Sayıt ve kardeşi Mükerrem, bizlere sihirbazlık numaraları yapan ağabeyimin sınıf arkadaşı Erol, Vildan, Şule, Gül, Vedat, İbrahim (padişah lakablı), Nami, Kamile öğretmenin kuzenleri Sener veYener,  Ersan,  Ertan ve ağabeyi Ersin,  Ayşe öğretmenimin oğlu Ahmet Bumin, ilkokul sınıf arkadaşım Devlet demir yolları lojmanlarında oturan Sencer Sayraç ile başka mahallelerde yaşıyan sınıf arkadaşlarım Ecz. Hasan Ege Ercan ve Burhan şimdi hatırlıyabildiklerim.

 Unuttuğum arkadaşlarım da varsa lütfen beni bağışlasınlar zira 50 yıl öncesinden söz ediyorum.

Yaz günlerinde sabah ve öğlen saatlerimizi Yeşilköy’deki Klöb Deniz ve Kapri özel plajları ile Röne Park’ın kayalıklarla kaplı doğal plajı ve Çiroz halk plajında geçirirdik.

 Günümüzün diğer saatlerini genellikle Ali Çaçur’ların evinin önündeki arsada futbol ve bahçelerinde değişik oyunlar oynayarak ve meyve toplayarak,  plak fabrikasına gelmeden önce “bamyatarlası “denilen ve içinde Yeşilköy Gençlik Klübüne ait futbol sahasının ve arkasında da çok çeşitli meyva ağaçlarının bulunduğu alanda, ağaç tepelerinde çeşitli meyveleri toplar, uçurtma uçurur, saklambaç oynardık. 

 Bamyatarlasının tren yoluna bakan ağaçlık kısmının arkasında, plak fabrikasına doğru uzanan bir küçük ve dar dere vardı. Bazı çok soğuk kışlarda bu dere içindeki suyun donmasıyla kayak yaparak çok keyifli saatler geçirirdik. Özellikle yaz akşamüstlerinde Kunduracı Hüseyin Usta, dükkânının önüne tabureler ve küçük bir masa çıkararak mahallenin kendi yaşıtı büyükleriyle ve bakkal Ali beyle zevkli tavla partileri yapardı ve bizlerde etraflarında toplanarak bu tavla partilerini zevkle izlerdik.

 Bazı günlerde o zamanlar sahil yolu daha yapılmadığı için trafiğe açılmamış olan ve bu yüzden araba trafiğinin hiç olmadı Yeşilköy ve Yeşilyurt sokaklarında ağabeyim Hüseyin ve onun arkadaşları ile birlikte grup olarak bisiklet gezintileri yapardık. Yaz akşamlarının zevkli bir eğlencesi de mahallemizde oynadığımız saklambaçtı.

Pazar günleri akşamüstlerimiz ise bamyatarlasındaki futbol sahasında Yeşilköy Gençlik ve Spor Kulübünün çeşitli semt takımlarıyla B ve A takım olarak yaptığı futbol maçlarını izlerdik. Bu döneme ait futbol takımında hatırladığım futbolcular arasında, Bombacı Kerim, sağaçık Yılmaz, Ayhan, Kaleci Atilla ve Feridun, sağbek Arda, Erkut, Ruli bulunmaktadır.

 Daha sonra Yeşilyurt’ a taşınmamıza rağmen Yeşilköy’le ilgim hep devam etti ve bu güzel beldede bazı ilkler yaşadım. Benim yaşımda veya daha büyük olan sakinlerin hatırlayacağı şimdiki Yeşilköy Lisesinin bulunduğu alanda Volare adı altında küçük bir futbol sahası vardı. Burada kış aylarında da Yeşilköy Gençlik Klübünün düzenlediği kış futbol turnuvaları yapılırdı. Bu sahaya ismini veren semt futbol takımının Feridun (daha sonra Galata ve Mersin İ.Y. da oynadı), Ahmet-Ersin, Kosta, Cemil, Tuncay ve isimlerini hatırlayamadığım birkaç arkadaşımla birlikte ilk kurucularındanım. Futbol takımımızın ismi ise o yılların moda şarkısı olan “VOLARE” den alınmıştı. Yine aynı yıllar da Yeşilyurt ‘un da Altınok isimli bir semt takımı bulunmaktaydı. Bu takımında kurucuları arasında daha sonra Yeşilköy Gençlik ve Spor Kulübünün de de aktif olarak futbol oynamış olan Levent, Nejat kardeşler, Tarık (daha sonra Yeşildirek ve İstanbulspor’da oynadı) ve adını hatırlayamadığım birkaç kişi bulunuyordu. Volare – Altınok maçları o dönemim en iddialı semt maçları olarak bilinmekteydi. Bu takımların futbolcuları daha sonra o yıllarda gayri federe bir klüp olduğu için kendi sahasında sadece yaz aylarında maçlar yapan Yeşilköy Gençlik ve Spor Kulübünün jinyör, genç ve A takımında uzun yıllar aktif futbolcu olarak hizmet vermişlerdir.

 İlk olarak bahsedebileceklerim arasında bir diğeri 1970 yılında beldemizin 3 güzide Futbol takımı (Yeşilköy Gençlik ve Spor Külübü, Yeşilköy Jimlastik Klübü, Yeşilköy Kültür Spor) arasında, genç yaşında kan kanserinden vefat eden beldemizin çok sevilen gençi Kevork

 

  Devacıyan adına düzenlenen 3 lü turnuvayı kazanan Yeşilköy Gençlik ve Spor Külübü futbol takımının şampiyon kadrosunda yer almamdır (Bu turnuvanın kupa töreni resmi ekte sunulmuştur- Şampiyon kadromuz- ayaktakiler (Solsan sağa)- Cengiz (kaleci), İsmail, Tevfik, Nezih, Bülent, Adnan, Oturanlar-Mehmet (yamyam lakaplı), Şakir, Erkut (takım kaptanı), Ahmet Ersin, Tarık).

 Bir diğer ilkim ise o zamanlar 1. Futbol liginde oynıyan İstanbulspor ile yapılacak özel maç için, Yeşilköy’deki bu 3 klübümüzün futbolcularından seçilerek ilk defa oluşturulan YEŞİLKÖY KARMASI’nda yer alarak sağbek mevkiinde görev yapmamdı.  Volare sahasında 1980 li yıllarda yapılan bu maçı Yeşilköy Karması 2-1 kazanarak beldemize büyük bir onur ve mutluluk yaşatmıştı. Maalesef  bu maç ile ilgili resimler elimde yok ancak o yıllarda  Yeşilköy’ümüzde çıkan editörlüğünü sayın Bülent Sarıahmet’in (soyadını yanlış hatırlıyor olabilirim-özürlerimle)“ YEŞİL BELDE” gazetesinde bu maça büyük yer verilmiş ve Yeşilköy’de ilk olan bir karma futbol takımı futbolcularıyla maç sonrasında tek tek  röportaj yapılmıştı. Neyazık ki bu gazeteyi saklamayı becerememişim……. Şayet bu gazeteden elinde olanlar varsa ve bu kısımları skan edip bana iletebilirse sevinirim.….(isseckin@istanbul.edu.tr)

İsmail SEÇKİN in bahsettiği foto arşivlerden bulunup anı sayfasına tarafımdan eklenmiştir. (Bülent YURTSEVER)

 Yeşilköy Gençlik ve Spor Külübü ile bir diğer ilkim ise 1978 yılında Federe olarak ilk defa o yıl 3. Amatör küme ligine dahil edilen futbol takımımızın bu ilk sezon ki takımında takım kaptanı olarak görev yapmam ve ilk defa katıldığımız bu ligte 12 takım arasında ikinci olarak takımımızı bir üst küme olan 2. Amatör lige çıkarmamızdır. (Soldan sağa- Ayaktakiler: Nedim, Tekin, Hüdai, Osman (Genç yaşta bir trafik kazasında kaybettiğimiz sevgili arkadaşım), Bahtiyar, İsmail; Oturanlar: Ali Rıza, Aşiret, Hürriyet, Tuncay, Cem (yakın bir zamanda genç yaşta kaybettiğimiz arkadaşım- Resim de olmıyan Teknik direktörümüz ise. ALİ NADİR DÜZKAN) Bu takımdan Tuncay ve rahmetli Cem, daha sonraki yıllarda Klübümüzünde teknik direktörlüğünü yapan Adnan Dinçer hocanın Genç Milli takım takım teknik direktörü olduğu dönemde, defalarca genç milli futbol takımında  görev yaparak semtimizin gururu olmuşlardır.

  

Anılarımın Yeşilköy’le ilgili hüzünlü olan bir ilki ise sevgili futbolcu arkaşım Metin-Methinin ölümüdür. 1970 yılı başlarında 1.Amatör küme futbol takımlarında Yavuz Sultan Selim’de bir gurup Yeşilköy ve Yeşilyurt’lu arkadaşımla birlikte aktif olarak görev yapıyorduk. Bu arkadaşlarımın arasında Yeşilköy gençlik ve Spor Klübünde birlikte futbol oynadığımız Metin Methi ‘de bulunuyordu. Sezonun ilk maçı olan ve Vefa stadında Ağustosun çok sıçak bir Pazar  günü saat 11-13 arasında yapılan Yavuzsultan Selim – Rami maçın da Metin Methi ile yan yana libero ve sağbek olarak 90 dakika görev yapmış ve maçı 1-0 kazanmıştık. Maçtan sonra büyük bir neşe içinde güle oynıya Yeşilköy’e geldik. O gün akşam üstü saat 17 de  Yeşilköy Gençlik ve Spor Külübü Yeşilköy Jimlastik Klübü ile geleneksel maçı vardı. Biz  Yeşilköy Gençlik ve Spor Külübünün aktif sporcuları olmamıza rağmen klüb yönetimi o gün oynayacağımız maçı bildiğinde bizleri kadroya almamıştı. Biz de Metin Methi ve diğer arkadaşlarımızla birlikte saha kenarından maçı izliyorduk. Bir ara bizim oyuncularımızdan Ahmet-Ersin sakatlandı ve çıkmak zorunda kaldı. Böylelikle onun yerine bir oyuncu alınması gerektiğinden, Metin-Methi arkadaşımız oynamak için istekli oldu, klüp yöneticeleri de onun isteğini geri çevirmedi ve oyuna girdi. Aradan 10-15 dakika geçmiştiki Metin-Methi arkadaşımızın yere yığıldığını gördük. Neyazıkki tüm müdahalelere rağmen kurtulamamış ve arkadaşımızı kaybetmiştik. Halen bu olayı hatırladığımda içimde bir takım şeylerin cız ettiğini ve gözlerimin sulandığını hissederim. O gün yan yana futbol oynağın bir arkadaşını kaybetmek ve bu acıya dayanabilmek benim için gerçekten çok zor oldu. Sevgili arkadaşıma Tanrıdan rahmet diliyorum. Arkadaşımla öldüğü gün sabah yapılan Yavuzsultan Selim-Rami maçında çekilen resmi de ailesinin albumüne bir katkım olur düşüncesiyle aşağıya koyuyorum.

 

  Anılarımın Yeşilyurt’la ilgili kısmında Yeşilköy kısmını çok uzun anlattığım için benim için unutulmaması gerekenler üzerinde duracağım. Bilindiği gibi YEŞİLYURT SPOR KULÜBÜNÜN futbol şubesi bulunmamaktadır. Bizde o yıllarda futbol sevgimizi mahalleler arası futbol müsabakaları yapararak giderirdik. Bu iş sonradan eski Yeşilköy Gençlik Kulübü futbolcularından sayın Kenan Öngören, ben ve arkadaşlarım Suphi Yetiş, Osman Kolbaşı, Ahmet Kalfalı, Şakir Ağan, Fatih, Murat Tatarer, Erol, Önder, Ümit, Mesut, tarafından Yeşilyurt da sadece futbol dalında faaliyet gösteren bir gayrifedere YEŞİLYURT GENÇLİK VE SPOR KLÜBÜ’NÜN kurulmasına kadar gitti. Daha sonraki yıllarda Yeşilyurt Taksi ile birleşen kulübümüz daha da gelişerek faaliyetlerini sürdürdü ve o zamanlar sık sık uğradığımız Hanburg kahvesi de klüb lokalimiz ve lacivert – beyaz da forma  renklerimiz oldu.

(Ayaktakiler- soldan sağa: Mehmet Yıldız (klüb başkanı), İsmail, Ahmet, Suphi, Ferhan, Levent, Ersan, Kenan (teknik direktör)- Oturanlar-  Adını hatırlıyamadığım yöneticimiz, Fatih, Rauf, Ertuğrul, Hakan, Osman, genç takım oyuncusu Kadir’in babası))

  

 Başlangıçta sahamız olmadığı için yazın otobüs tutularak çeşitli semt takımlarının misafiri olarak genç ve A takım olarak 2 ayrı takımla futbol maçı yapmaya giderdik. Gittiğimiz semtler arasında hatırlıyabildiğim bazıları Bostancı, Silivri (o zamanlar 3. profesyonel ligde oynuyordu), Terkos, Cennet mahallesi, Basınköy, Halkalı, Güneşli, Bakırköy, Kanarya, Bahçelievler vs. Daha sonraki yıllarda (1980 li yıllar) eskiYeşilköy plak fabrikasının arkasındaki bir yerde futbol sahasımız oldu (Yeşilköy Gençlik ve Spor kulübü futbol sahasının arkasında)  ve maçlarımızı Pazar günleri 15 ve 17 saatlerinde genç ve A takım olarak bu saha da yapmaya başladık. Bu takım içinden çıkan en söhretli futbolcumuz hepimizin büyük bir gururla başarılarını yıllarca izlediğimiz, şimdiki yıllarda da spor yorumculuğu yapan, Galatasaray ve Milli takımımızın güzide centilmen futbolcusu CÜNEYT TANMAN oldu. Ancak bu futbol kulübümüzün ömrü fazla uzun olmadı ve bizim neslin aktif futbol hayatımızın sonlanmasından sonra ilgisizlik nedeniyle lağvedilerek tüm eşyaları (formalar vs.) Kızılay’a bağışlandı. Bu takımın yöneticilerini, benimle birlikte futbol oynıyan ve genç ve A takımın tüm oyuncularını ve takıma emeği geçen tüm kişileri burada minnet ve teşekkürle anmak isterim (Yukarıda adı geçenlerden başka hatırlıyabildiklerim: Levent  Havsa, Bülent Havsa, Ali, Metin Bornovalı, Turgay, Hakan Ertan, Vedat Tatarer, Nuri (ayı lakaplı), Kaya Genç, Cüneyt Tanman, Mehmet, Kadir, Burhan, İrfan, Ergin, Ertuğrul, Can Ertan, Bülent Tanman, Ersan, Ferhan. Rauf, Hikmet, Cengiz (Yeşilköy Gençlik ve Spor külübünde de oynıyan).

            Bir diğer unutulmamasını istediğim olay da GELENEKSEL ÇINAR FUTBOL TURNUVASI olacak. Benim bildiğim ilk olarak 1970 yılında ben ve bir grup arkadaşımın organizasyonuyla başlayan bu geleneksel turnuva , daha sonra Yeşilyurt gençliğinin çeşitli gurupları ve son olarak da Yeşilköy Gençlik ve Spor klübü tarafından organize edildi. Yaz aylarının Haziran-Temmuz aylarını kapsayan 1 aylık süresi içinde Çınar otelinin önündeki küçük sahada yapılırdı ve takımlar yedekler hariç 6 kişiden oluşurdu. Çok büyük bir seyirci kitlesinin izlediği bu turnuvalar ilk başladığı yıllarda sadece Yeşilyurt ve Yeşilköy ‘ün çeşitli semt takımları arasında 10-12 takım arasında düzenlenirken ilerliyen yıllarda ünü tüm İstanbul’a yayıldığı için İstanbul’un çeşitli semtlerine ait ve içlerinde 1.nci, 2. nci, 3. ncü prosfesyonel ligin ve amatör kümenin çeşitli oyuncularını bünyelerinde bulunduran takımların katılımıyla son derece kaliteli ve zevkli maçların oynandığı, 30-40 takımın katıldığı büyük bir turnuvaya dönüşmüştü (Bu oyuncular arasında hatırlıyabildiklerim; Cüneyt Tanman, Simoviç, Prekazi, Büyük Mehmet, Tuncay, Fatih, Gökmen, Yasin, Çilli Mehmet (Galatasaray), Tavşan Mustafa, Aykut Kocaman (Fenerbahçe). Başlangıçta semt takımları arasında benimde kaptanlığını yaptığım EKİN SPOR takımı yıllarca bu turnuvada Şampiyonluklar kazanarak halen benim yaşıma yakın kişilerin de hatırladığı efsane bir takım haline gelmişti. İlerliyen yıllar da ise İstanbul’un çeşitli semt takımlarının katıldığı dönemlerde ise Ekin Spor Takımın oyuncularının katılımıyla kurulan Yeşilyurt Gençlik ve Spor Klübü yine yıllarca bu turnuvalarda Yeşilyurt’dumuzu başarılı bir şekilde temsil ederek  defalarca şampiyonluklar kazanarak Yeşilyurt halkına büyük onur ve mutluluklar yaşatmıştır (Ekin spor: Soldan sağa- Kaya Genç, İsmail Seçkin, Göktuğ Bayraktar, Hasan; Oturanlar- Salih Günal, Suphi Yetiş, Murat Tatarer)

  

 Böylelikle her yıl bütün Yeşilyurt ve Yeşilköy halkının büyük bir özlemle beklediği bu geleneksel turnuvalar maalesef aşağı yukarı 20 yıla yakın oynandıktan sonra bu sahanın İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından Olimpik Parka dönüştürülmesi nedeniyle o tarihten beri yapılamamıştır. Bu sebeble ben İ.B.Ş.Belediyesinin Yeşilyurt gençliğine ve tüm Yeşilyurt halkına manevi bir borcu olduğunu ve bu borcunda ancak sahil yolunda fenerin hemen önündeki bir alanda böyle bir saha yaparak bu turnuvaların devamını sağlıyarak ödeyebileceğini düşünüyorum ve bu konu ile ilgili semtimizin tüm kulüplerinin ve sivil kuruluşlarının her türlü yardım ve katkılarını bekliyorum.

 

(Ekin spor futbolcularının katkılarıyla daha sonra kurulan Yeşilyurt Gençlik ve Spor Kulübü Şampiyon oldukları bir Çınar Turnuvası sonrası kupaları ile birlikte- Soldan Sağa- Ayaktakiler:  Mehmet yıldız (Klüp Başkanımız), Şaban (kaleci), Önder, Ahmet Kalfalı, Maçın hakemi Yunan profesyonel liginden, Yeşilköy tutkunu Kriyako; Oturanlar: Fatih Sezgin , İsmail Seçkin, maskotumuz İzzet (Futbolcularımızdan Şakir’in kardeşi), Suphi Yetiş , Şakir Ağan ).

  

Yine Yeşilyurt Gençlik ve Spor Klübü olarak Çınar oteli’nin önündeki sahada bir unutulmaz özel maçımız da Galatasaray’ın Yasin- Tuncay, Fatih, B.Mehmet, Gökmen, Çilli Mehmet (yanılmıyorsam) oluşan kadrosuna karşı kazandığımız 18-16 skorlu galibiyet olacak. Tabii bu galibiyette günlerini Çınar otelinde geçiren Galatasaray futbolcularının arkadaşımız olan o gün bizden oynıyan Ahmet’in (Turgan Ece’nin oğlu-elayay lakaplı)  casusluğunda bütün gün denize girip, biraz da alkol alarak sahaya çıkmalarının rolü de azınsanamaz. Ancak yine de galibiyet galibiyet sayılır……

Yazdıklarım biraz uzun oldu ama, futbol tutkunu bir grup gencin şayet isterlerse neler yapabilceklerini, gelecek nesillere nasıl güzel anılarla dolu miraslar bırakabileceklerini ve ilgisizliğin de kurulan bazı güzel şeyleri nasıl çok kısa zamanda yok edebileceğini anlatmak istedim. Bizler güzel bir şeyler başlattık ancak sonunu getiremedik. Umarım bundan sonra YEŞİLYURT SPOR KULÜBÜ  futbol branşını da kulüp sportif aktiviteleri arasına sokarak, bu güzel sporu bizim bıraktığımız yerden çok daha ilerilere götürererek gelişimini sürdürür ve CÜNEYT TANMAN gibi gururumuz olabilecek nice futbolcular yetişmesine katkıda bulunur.

Yazımı benimle beraber çıkılan bu yolda gerek yönetici, gerek aktif sporcu ve gerekse bizleri en uzak deplasmanlarımızda dahi yalnız bırakmıyan taraftar, dost arkaşlarıma (Tayfun Avar, Münir Arısal, Bülent Felek, Salih Günal, Haluk Doğançay, Seçkin Yetkin, Yıldırım, Günkut, rahmetli Yavuz, Suha, Yalçın (Fiti lakaplı), Cem Doğan, rahmetli Ali Öğel, Hikmet, futbolcumuz Kadir’ in babası vs..), emeği geçen tüm arkadaşlarıma en içten minnet ve sevgilerimi ileterek bitirmek istiyorum. Ancak burada adını anmadığım arkadaşlarım kaldıysa lütfen ilerlemiş yaşıma vererek beni bağışlamaları dileğiyle onlardan da özür diliyorum.

 Prof. Dr. İSMAİL SEÇKİN

 

 

Bu sayfalar Yeşilköy Mahalle Muhtarı Bülent YURTSEVER tarafından yapılmaktadır.

SİTEMİZİN SERVİS SAĞLAYICISI www.malopan.com  ADRESLİ KANADA FİRMASI